MAKALELER

ÖZEL EĞİTİM VE KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARI

ÖZEL EĞİTİMİ TANIMLAYAN TERİM VE KAVRAMLAR

Tüm çocuklar bedensel özellikleri ve öğrenme yetenekleri yönlerinden birbirinden farklılık gösterir. Ancak, çocuklar arasındaki bu farklılıklar, çoğu kez önemli düzeylerde değildir. Genellikler normal koşullarda genel eğitim hizmetlerinden yararlanmada ciddi problemlerle karşılaşmazlar.

Bununla birlikte özel gereksinimi olan çocuklar olarak adlandırılan bazı çocukların bedensel özellikleri ve/veya öğrenme yetenekleri, bu çocukların eğitimlerinde bireyselleştirilmiş eğitim programlarını, yani özel bir eğitimi gerektirecek şekilde normlardan farklılık gösterebilir. Normlarda farklılık altta ya da üste olabilir. Bu yönüyle özel eğitime gereksinimi olan çocuklar terimi, öğrenme ve/veya davranış problemleri gösteren çocukları, bedensel ya da duyusal yetersizliği olan çocukların olduğu kadar zihinsel olarak üstün ya da özel yetenekli çocukları içerisine almaktadır.

573 sayılı Özel Eğitim Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname’de özel gereksinim, olan çocuklar: “Çeşitli nedenler bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı derecede farklılık gösteren…” olarak tanımlanmaktadır.

Özel eğitime gereksinim, olan çocukların çoğu çeşitli yetersizlikler gösterirler. Yetersizlik, bir şeyi yapmada yeterli olmamayı, belirli bir şekilde davranmada sınırlı kapasiteyi tanımlamaktadır. Birey, yetersizliğine bağlı olarak çoğu kimsenin işittiği gibi işitemeyebilir, gördüğü gibi göremeyebilir ya da öğrendiği gibi öğrenemeyebilir. Özel eğitimciler arasında yetersizlik terimiyle eş anlamlı olarak özürlü ve engelli terimlerinin de kullanıldığı olmaktadır. Engelterimi, bireyin yetersizliği nedeniyle toplumun beklentilerine yanıt verememesi durumunu tanımlamaktadır. Oysa yetersizliği olan bireye gerekli bilgi ve beceriler kazandırıldığında, sosyal ve gerektiğinde fiziksel çevrede bazı değişiklere gidildiğinde yetersizliğin engel durumuna dönüşmesi pekala önlenebilir.

Özel eğitime gereksinim, olan çocuklar farklı yaklaşımlara göre farklı şekillerde sınıflandırılmaktadırlar. Özel eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin Tanımlar bölümünde bu çocuklar harf sırasına göre şöyle sınıflandırılmaktadır:

    Çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar
    Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olanlar
    Dil ve konuşma güçlüğü olanlar
    Duygusal ve davranış bozukluğu olanlar
    Görme yetersizliği olanlar
    İşitme yetersizliği olanlar
    Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olanlar
    Ortopedik yetersizliği olanlar
    Otistikler
    Özel öğrenme güçlüğü olanlar
    Serebral palsililer
    Süreğen hastalığı olanlar
    Üstün yetenekli çocuklar

Özel gereksinimli olan çocukların eğitimlerinde genel eğitime ek ya da ondan farklı bazı düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Bu düzenlemelerin bütününe özel eğitim diyoruz. Özel eğitimin genel eğitimden belki de en büyük farkı, öğretimin bireysel olarak planlanması, daha sistematik olarak uygulanması ve değerlendirilmesidir.

EN AZ KISITLAYICI ORTAMLAR

Özel gereksinimi olan öğrencilerin ya da bu öğrencilerin önemli bir bölümünü oluşturan yetersizliği olan öğrencilerin, genel eğitim sınıflarında eğitilmelerinin temelinde en az kısıtlayıcı ortam (EKO) kavramı yer almaktadır. Ülkemizde konunun yasal boyutunda bu kavram 1980’li yıllardan beri yasalarımızda yer almaktadır. EKO öğrencilerin başarılı olabilecekleri, yetersizliği olmayan yaşıtlarının eğitim ortamlarına en benzer ortamlarda, uygun  destekler sağlanarak eğitilmeleri hakkını temsil etmektedir.

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde en az kısıtlayıcı ortamlar, “en az sınırlandırılmış eğitim ortamı” adı altında şöyle tanımlanmaktadır:

Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin; toplumla bütünleşmesini sağlamaya yönelik sosyal, özbakım, dil ve iletişim alanlarındaki davranışlar ile düzeyine uygun akademik ve mesleki bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla destek eğitim hizmetlerinin de verildiği ve mümkün olduğunca yetersizliği olmayan akranlarıyla bir arada olmasını sağlayan en uygun eğitim ortamı.

En az kısıtlayıcı ortam, öğrencinin en üst düzeyde başarı göstereceği ortamdır. Ancak öğrenci için buna karar verilirken yalnızca yetersizliğin düzeyine bakılması yeterli değildir. Öğrencinin duygusal ve davranışsal özellikleri, ailenin özellikleri ve içerisinde bulunulan çevrenin özellikleri en az kısıtlayıcı ortamın belirlenmesinde önemli olmaktadır.

KAYNAŞTIRMA

Dünyadaki gelişmeler bakıldığında özel eğitimde en az kısıtlayıcı ortamlar kavramı, başlangıçta yetersizliği olan çocukların genel eğitime katılmaları ya da yerleştirilmeleri şeklinde uygulanmıştır. Buna göre geleneksel akademik beklentileri az bir destekle yerine getirebilecek olan öğrenciler genel eğitim sınıflarına yerleştirilmişlerdir. Bu uygulamalar içerisinde bazı okullarda yetersizliği olan öğrencilerin yalnızca beden eğitimi ve müzik derslerinde diğer öğrencilerle birlikte olmaları ile yetinilmiş, bazı okullarda ise öğrencilere haftada bir iki saati geçmeyen destek hizmetler sağlanmıştır.

Günümüzde en az kısıtlayıcı ortam kavramı, yeni bir anlayışla ele alınmaktadır. Bu yeni anlayışa göre, öğretmenler bu çocuklarla çalışmaya hazır olduklarında ve gerekli koşullar sağlandığında yetersizliği olan öğrencilere tüm ya da çoğu destek hizmetleri genel eğitim sınıflarının içerisinde etkili olarak sağlanmaktadır. Bu yönüyle kaynaştırma, yetersizliği olan öğrencilerin genel eğitim sınıf ve okullarına bütünüyle dahil olması ve eğitimlerinin yetersizliğine değil yeteneklerine dayalı olması inancı ve felsefesini temsil etmektedir. Kaynaştırma, öğrencilerin yetersizliği olmayan yaşıtlarıyla aynı sınıfa yerleştirilmesi olan fiziksel kaynaştırmayı, öğrencilerin yaşıtlarıyla ve yetişkinlerle ilişkilerinin desteklenmesi olan sosyal kaynaştırmayı ve öğrencilerin önceden belirlenmiş program standartlarına göre değil gereksinimlerine dayalı olarak öğretimi olan eğitimsel kaynaştırmayı eğitimsel kaynaştırmayı içermektedir.

573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de Kaynaştırma, “Özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamı” olarak tanımlanmıştır.

Kaynaştırmayı savunanlar, öğrencilerin destek hizmet almak için genel eğitim sınıflarından belli zamanlarda ayrılmasına karşı çıkmaktadırlar. Buna göre öğrencilerin belirli zamanlarda da olsa sınıftan ayrılmaları, dikkatlerin onların yetersizlikleri üzerinde toplanmasına neden olur, eğitimleri aksar ve öğretmen kendini bağımlı hisseder. Çoğu durumda destek hizmetler, bazı özel düzenlemelere gidilerek o hizmeti sunan kimselerce genel eğitim sınıflarında karşılanabilir. Bazı durumlarda, örneğin orta ya da ağır düzeylerde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin bazı destek hizmetler için sınıftan ayrılmaları kaçınılmaz olabilir. Ancak buna çok gerekli olduğu durumlarda başvurulmalıdır ve öğrencinin sınıftan ayrı olduğu süre çok kısa tutulmalıdır.

ÜLKEMİZDE ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ
Ülkemizde özel eğitim hizmetlerinin en az kısıtlayıcı ortamlar ilkesi çerçevesinde, hangi ortamlarda sağlanabileceği Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde tanımlanmıştır.

Kaynaştırma Yoluyla Eğitim ( Genel Eğitim Sınıfları )

Yönetmeliğe göre kaynaştırma yoluyla eğitimde, özel gereksinimi olan öğrencilerin genel eğitim okullarının genel eğitim sınıflarında eğitim almaları esastır. Bu öğrencilerin destek eğitim almaları için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu hizmetler, sınıf içi yardım şeklinde olabileceği gibi destek eğitim odalarında da verilebilir. Destek eğitim odalarında ilgili özel eğitim öğretmenleri ya da uzmanlar tarafından bireysel y ada grup olarak destek hizmetler sağlanır. Bu hizmetler, öğrencilerin gereksinimlerine göre okuma, yazma ve matematik gibi akademik alanlarda olabileceği gibi konuşma terapisi ve psikolojik hizmetler gibi ilişkili hizmet alanlarında da olabilir. Yönetmelikte aynı zamanda tam zamanlı ve yarı zamanlı kaynaştırma uygulamalarından da söz edilmektedir. Yarı zamanlı kaynaştırmalarda, öğrenciler yalnızca bazı dersler ve etkinliklerde genel eğitim sınıflarında olmaktadır.

Özel Eğitim Sınıfları

Genel eğitim okullarının ya da özel eğitim okullarının bünyesinde açılan belirli bir yetersizlik grubundaki ( görme, işitme ve zihinsel yetersizlik gibi) öğrencilerin birlikte eğitim gördükleri ayrı sınıflardır. Bu sınıfların bazılarında ilköğretim programları bazılarında ise farklı eğitim programları uygulanmaktadır. Bu sınıflarda gerektiğinde birleştirilmiş sınıf uygulamasına gidilebilmektedir. Sınıf mevcutları en fazla 10 öğrencidir. Bu sınıflarda, o yetersizlik gurubunda öğretmenlik programını tamamlamış özel eğitim öğretmenleri görev yapar.

Özel Eğitim Okullar ve Kurumlar


Yönetmeliğe göre özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri için Milli Eğitim Bakanlığı’nca ve gerçek ve tüzel kişilerce her tür ve kademede okul ya da kurum açılabilir. Yönetmelikte bu okullar şöyle sıralanmaktadır:

  • İşitme, görme ve ortopedik yetersizliği olan bireyler için açılan okul ve kurumlar
  • Zihinsel yetersizliği olan bireyler için açılan okul ve kurumlar
  • Otistik bireyler için açılan okul ve kurumlar
  • Sağlık kuruluşlarında yatarak tedavi gören bireyler için açılan okul ve kurumlar
  • Üstün yetenekli bireylerin eğitimi için amacıyla açılan kurumlar
  • Birden fazla yetersizliği olan bireyler için açılan özel eğitim kurumları
  • Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler için açılan özel eğitim okulları
  • Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler için açılan iş eğitim merkezleri

Özel sınıflarda olduğu gibi bu okul ve kurumların bazılarında ilköğretim programları uygulanmakta, bazılarında ise farklı eğitim programları uygulanmaktadır.

Evde Eğitim Hizmetleri
Yönetmeliğe göre, okul öncesi ve ilköğretim çağındaki özel eğitime gereksinimi olan bireylerin, eğitim-öğretim kurumlarından doğrudan yararlanamayacak durumda olanlara evde eğitim hizmeti verilir.
Bu yazımızda bu okul ve kurumlara ilişkin yasal düzenlemelerin ayrıntılarına girebilmemiz mümkün değil, üstelik uygulamada karşılaşılan problemlere ve duyulan gereksinimlere bağlı olarak yönetmeliklerde sıklıkla çeşitli eklemeler ve değişikliklere gidilmektedir.

http://org.meb.gov.tr. Adresinden bu konuda daha ayrıntılı ve güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.

KAYNAKÇA:

Cavkaytar Atilla, Diken İbrahim H. Özel Eğitime Giriş, Kök Yayıncılık,2005
Kırcaali-İftrar, G. “Özel Eğitimde Kaynaştırma” Eğitim ve Bilim, 1992
Eripek Süleyman, Özel Eğitim, AÖF Yayınları 2004
Eripek Süleyman, İlköğretimde Kaynaştırma AÖF Yayınları, 2007



Ekleyen:

İlknur ERTOSUN