makaleler
MAKALELER
ÖĞRENMEYE HAZIRLIK BECERİLERİ
Bireylerin öğrenme süreçleri ve bunlara hazırlıkları bir dizi aşamadan geçer. Bireylerin herhangi bir beceriyi öğrenmeleri için o beceriye hazırbulunuşluklarını tamamlamaları ve o beceri için önkoşul becerilere sahip olmaları gerekir.
Bireylere herhangi bir beceriyi öğretmeden önce birey bu beceri için hazırbulunuşluğa sahip mi? Birey bu beceri için önkoşul niteliği taşıyan becerilere sahip mi? Bu soruların cevapları verilmelidir.
Hazırbulunuşluk; bireyin belirlenen beceri için fizyolojik, psikolojik ve zihinsel gelişim açısından yeterli olgunluğa gelmesidir.
Örneğin bir çocukluğun sürünmesi, emeklemesi, sıralaması, yürümesi sonra koşması bir sizi sıralamadır. Bir çocuğun koşma becerisine sahip olabilmesi için önce yürümesi, yürüyerek koşma için gerekli kas gelişimini tamamlamış olması, zihinsel olarak o koordinasyona sahip olabilmesi ve koşmak için psikolojik olarak gerekli özgüvene ve cesarete sahip olması gerekir.
Önkoşul beceri; öğretime hazırlığın gözlenebilen, ölçülebilen kısmını içerir. Öğretilebilecek becerinin bir önceki basamakları ya da içinde yer alan alt becerileridir.
Örneğin yazı yazma öğretimine geçilecek bir çocuk için önkoşul beceriler kağıdı/defteri tanıma, kullanmayı bilme, uygun kalem tutuşu, şekilleri kopya etme, satır aralığı kullanma, sesleri tanıma vb. bir çok ön beceriyi içerir.
Tüm öğretim süreci için en önemli ve kritik özelliğe sahip 4 önkoşul / temel beceri vardır.
Bunlar;
- Dikkat
- Ortak dikkat
- Sıra alma
- Taklit becerileridir.
Hayatımızda öğrendiğimiz tüm beceriler bu dört beceri zerine inşa edilir. Birey önce kişiye dikkatini yöneltmeli ki onun ne yaptığını görebilsin. Ortak dikkat sağlayabilmeli ki yapılanı izleyip, birlikte yapıp yapılan şeyi anlayabilsin ve bunun yanında etkileşime geçebilsin. Birey sıra alma becerisine sahip olsun ki önce karşısındaki kişinin yapmasını beklesin/izlesin/ dinlesin sonra kendisi anlayıp denemelerde bulunsun. Birey taklit becerilerine sahip olsun ki izlediği beceriyi tecrübe edebilme şansına sahip olabilsin.
Erken çocukluk döneminde bir çocuğu düşünelim. Anne karşısında cee-e oyununu oynuyor. Çocuk anneye dikkatini yöneltir.(dikkat) Anne oynamaya devam eder. Çocuk elleri ile annenin ellerini tutar ya da çeker. Anne oyununu oynamaya devam eder. Çocukta eşlik eder.(ortak dikkat) Göz göze geldiklerinde, gülerler ve ortak dikkati sağlayarak etkileşime geçerler. Sonra sıra alma başlar anne gözlerini kapar, çocuk gözlerini açar. Son olarak ta taklit başlar. Çocuk ya ya annenin, ya kendi gözlerini kapar ya da annenin ellerini çekerek kendi gözlerini kapamasını isteyerek oyunu taklit etmeye başlar.
Okul öncesi dönem çocuğunu düşünelim. Ebeveyn çocukla karşılıklı ya da yan yana oturur. Resim boyamaya başlar. Çocuk ebeveyni ve yaptığını fark eder ve dikkatini yapılan etkinliğe yöneltir. Birlikte aynı yere bakarak ortak dikkati sağlamış olurlar. Ebeveyn ara ara göz kontağı kurarak da ortak dikkati pekiştireç etkileşimde kurmuş olur. Sonra ebeveyn çocuğa bir boya uzatır. Bir ebeveyn boyar çocuk izler. Bir çocuk boyar ebeveyn izler. Bu şekilde sıra alarak boyama yaparak nasıl boyama yapıldığı görülür ve dikkatin uzun süre aynı etkinlik üzerinde yoğunlaşması sağlanır. Başlangıçta rastgele çizikler atan çocuk sıra alarak ebeveyni izledikten sonra ebeveyni taklit ederek daha istendik boyama yapmaya başlar.
Okul çocuğu için düşünelim. Ebeveyn ses sembolünün olduğu kartı çocuğa gösterir ve hangi sese ait olduğunu söyler. Çocuk dikkatini ses sembolünün olduğu karta yöneltir. Ebeveyn ve çocuk birlikte ses sembolünün bulunduğu karta bakarak ortak dikkat sağlarlar. Ebeveyn bak bu … diyerek sesi isimlendirir. Sonra çocuktan sesi çıkarmasını ister. Bu şekil de sıra alırlar. Daha sonra çocuktan kartı göstermesi ve sembolün sesini çıkarması istenerek taklit etmesi sağlanır.
Görüldüğü gibi öğretilecek beceri her ne olursa olsun öğrenmenin her aşamasında önkoşul niteliği taşıyan temel beceriler karşımıza çıkar. Bu nedenle eğitimin en başında bu temel becerilerin çocuğa kazandırılması ve çocuğu öğretime hazır hale getirmek gereklidir.
Peki çocuğun bu becerilere yeterli düzeyde sahip olmadığını düşünelim. Konuşma becerisi olarak ele alalım. Sesleri anlama, bunları bağlama şeklini fark etme, nesneleri tanıma ve bunların isimlerini öğrenme için yeterli dikkat süresine sahip olmayan bir çocuğun bunları fark edip, algılayıp, bağ kurup, eşleştirip, anlaması ve çıkartması beklenemez.
Ortak dikkat kuramadığında çocuk nesneyi ve ismini bilse dahi, o nesneden bahsettiğimizi anlaması, istediğimiz nesneye bakması, göstermesi ya da getirmesi, birlikte aynı konu/ nesne hakkında konuşabilmek beklenemez. Siz bir konu hakkında konuşurken çocuk başka bir konu hakkında konuşur ya da başka bir nesne ile ilgilenebilir. Bu ortamda çocuğa yeni bir bilgi ya da beceri kazandırmak imkânsızlaşır.
Sıra alma becerisine sahip olmayan bir çocuk karşısındakinin konuşmasını bitirmesini beklemeden konuşabilir. Bu durumda anlatılanı ya da sorulanı tam ve doğru dinlemediği /anlamadığı için uygunsuz cevaplar verebilir.
Biz hayatımız boyunca birçok beceriyi taklit yolu ile öğreniriz. Bu becerilerden bir tanesi de konuşma becerisidir. Çocuk çıkarttığınız sesleri, yaptığınız dudak hareketlerini, söylediğiniz kelimeleri taklit etmeli ki o da konuşabilsin.
Çocuklar her zaman bu becerileri doğal süreçte öğrenemeyebilirler. Çocuk bireysel olarak desteklense dahi bu becerileri öğrenmek kolay ve hızlı olmayabilir. Erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarınızı evde bu becerilerle ilgili desteklemeniz çocuğunuzun eğitim ve öğretim yaşantısına büyük katkı sağlayacaktır. Peki ama bu durumda neler yapmalı.
Çocuklarımız evde ya da tüm doğal ortamlarında bu dört temel beceriyi öğretebilmek için birçok fırsat oluştururlar. Önemli olan bu fırsatları iyi değerlendirebilmek ve fazladan çocuğa ek fırsatlar sunarak doğru yönlendirme ile çocuklara bu dört temel beceriyi hızlı ve etkin bir şekilde kazandırabilmektir.
Ekleyen:
GÜLİZAR BAYIR