makaleler
MAKALELER
SOSYAL BECERİ ÖĞRETİMİ
SOSYAL BECERİ NEDİR?
Sosyal beceriler; bireyin belli bir durumda olumlu sosyal sonuçlar elde etmesini ve toplum tarafından kabulünü sağlayan, gözlenebilir, ayrıştırılabilir, tanımlanabilir ve öğrenilmiş davranışlardır.
Sosyal becerilerin bazı ortak özellikleri vardır. Bu özellikler şu şekilde sıralanabilir:
- Sosyal beceriler bireyin içinde yaşadığı toplumun sosyal kurallarına bağlı olan, bireylerin sosyal ortamlarda olumlu ya da nötr tepkiler almalarını, olumsuz tepkilerden kaçınmalarını sağlayan becerilerdir.
- Sosyal beceriler öğrenilmiş davranışlardır.
- Sosyal beceriler amaca yöneliktir ve birey tarafından belirlenen bir amaç için kullanılırlar.
- Sosyal beceriler duruma özgüdür ve sosyal ortamlara göre farklılaşır.
- Sosyal beceriler gözlenebilen becerilerin yanı sıra gözlenemeyen bilişsel ve duygusal elemanlardan oluşmaktadır.
Sosyal becerileri; a) akranlarla ilgili beceriler, b) kendini yönetme becerileri, c) akademik beceriler, d) uyum becerileri ve e) girişkenlik becerileri biçiminde beş aşamalı olarak sınıflamışlardır. Bu sınıflamaya göre; başkalarına övgüde bulunma, yardım önerme, akranını oyuna davet etme gibi beceriler akranlarla ilgili becerileri; kızgınlığı kontrol etme, kurallara uyma, tartışma durumunda uzlaşma gibi beceriler kendini yönetme becerilerini; işini bağımsız olarak tamamlama, öğretmen yönergesini dinleme, işini uygun yapma gibi beceriler akademik becerileri; yönergeleri izleme, kurallara uyma, serbest zamanı uygun biçimde kullanma gibi beceriler uyum becerilerini ve konuşma başlatma, oyuna arkadaş davet etme gibi beceriler girişkenlik becerilerini oluşturmaktadır.
SOSYAL BECERİLER NİÇİN ÖĞRETİLİR?
Günlük yaşamda diğer bireylerle başarılı şekilde etkileşime girmek, arkadaşlık kurmak, serbest zaman etkinliklerine katılmak ya da bir grubun üyesi olmak gibi insan yaşamını zenginleştiren, yaşamın niteliğini arttıran birçok deneyim bireyler için oldukça önemlidir.
Bireysel farklılıkların rahatlıkla gözlenebildiği okul ortamlarında bazı öğrencilerin çekingen ve içine kapanık olduğu, uygun olmayan davranışlar sergilediği, arkadaş edinmede güçlük çektiği, serbest zaman etkinliklerinde genellikle yalnız oldukları, grup çalışmalarına katılmadıkları, işbirliğinde bulunmadıkları ya da bazı etkinliklerde zorlanmalarına rağmen yardım istemedikleri görülebilmektedir. Bu özellikleri gösteren öğrencilerin yanı sıra, akranlarıyla etkileşime giren, grup çalışmalarına katılan, işbirliği yapan, öğrenciler de bulunmaktadır. Bu özellikteki çocuklar arkadaşları, öğretmenleri ve anne babaları tarafından sosyal yönden yeterli bulunmakta, okulda ve toplumsal yaşamda başarılı ve uyumlu olarak tanımlanmaktadırlar.
Öğretmen ve aileler de okulda bazı öğrencilerin sıklıkla akranları tarafından dışlandıkları ya da reddedildiklerini ifade etmektedirler. Bu ayrıştırılma ve reddedilme öğrencilerin arkadaşlık ilişkileri kurmalarını engellemekte, öğrencilerin hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemlerinde olumsuz etkilerle karşılaşmasına neden olmaktadır.
Birçok öğrenci akranlar tarafından kabulü sağlayan sosyal becerilere sahip olmadıkları için akranları tarafından kabul görmezler. Bazı durumlarda da öğrenciler kabul için gerekli sosyal becerileri sergileseler bile sosyal yeterliğe sahip değildirler ve bu da akranlar tarafından reddedilmeye yol açar. Oysa uzmanlara göre, akranlar arasındaki ilişki gelişimi öğrencinin yaşamı için en önemli boyuttur.
Öğrenciler kabul edilebilir biçimde davranmayı kimi zaman kendiliğinden öğrenemezler ve öğrencilerin bu davranışları öğrenme gereksinimleri vardır. Bu nedenle öğretmenler, sınıf içinde sosyal becerilere ve sosyal yeterliğe önem vermeli, sınıfta olumlu sosyal atmosfer oluşturmalıdır. Öğretmenlerin gerektiğinde öğrencilerinden özür dilemesi ya da güzel sözcükler kullanması, sosyal becerilerin öğretilmesi ve sınıf içi problem davranışların azaltılması açısından önemli olmaktadır. Sınıf içinde gerçekleştirilen çoğu etkinlik öğrencilerin sosyal gelişimini desteklemekte ve sosyal becerilerin öğrenilmesine katkı sağlamaktadır.
SOSYAL BECERİLER NASIL ÖĞRETİLİR?
Sosyal beceri öğretiminin amacı, sosyal yönden yetersiz olan çocukların sosyal işlevlerini arttırmaktır. Sosyal beceri öğretimi; olumlu davranış ve stratejilerin tanıtımı, bazı davranış ve stratejilere model olunması, olumlu davranış ve stratejilerin gerçek ya da yapay ortamlarda denenmesi ve çeşitli ortamlarda öğrencilere kendini gözleme, değerlendirme, pekiştirme becerilerinin öğretimi gibi bazı unsurları içerir; sosyal beceri öğretiminin genel olarak, sohbet ve iletişim becerileri, sosyal problem çözme becerilerinin unsurlarını içermekte olduğunu belirtilmiştir.
Sosyal beceri uygulamaları; hedef çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Örneğin 0-3 yaş arası çocuklar için uygulamalar aile ya da çocuğun hayatındaki önemli yetişkin odaklı olmalıdır. Okul öncesi çocuklar için oyun ve akran etkileşimlerini arttıran uygulamalar seçilmelidir. Okul yaşındaki çocuklar için ise akran ilişkilerini geliştiren uygulamalar ön planda olmalıdır.
Bireysel ve sıklıkla küçük grup düzenlemeleri şeklinde verilen sosyal beceri öğretiminde genel olarak öğretilen beceriler yardımlaşma, paylaşma ve işbirliğine dayalıdır. Sıklıkla çocuklara gruba nasıl girecekleri, nasıl iyi bir grup katılımcısı olacakları, kuralları nasıl izleyecekleri, akranları ile nasıl iletişim kuracakları öğretilir. Bu beceriler ayrıca; öfke kontrolü ve çatışma çözme becerilerini de içermektedir.
Sosyal becerilerin öğretilmesi için geliştirilmiş çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerden bazıları aşağıda açıklanmıştır;
Doğrudan Öğretim
Yapılandırılmış öğrenme yaklaşımları olarak da adlandırılan bu yaklaşım yaygın olarak kullanılmaktadır. Doğrudan öğretim yaklaşımına dayalı sosyal beceri öğretiminin temeli davranışçı yaklaşıma dayanmaktadır ve genel olarak altı basamaktan oluşmaktadır. Bu basamaklar aşağıda verilmiştir:
a. Gereksinim oluşturma,
b. Beceri basamaklarının oluşturulması
c. Model olma
d. Rol oynama
e. Alıştırma yapma (Prova yapma)
f. Genelleme ve transfer
Doğrudan öğretim yaklaşımına dayalı olarak hazırlanan öğretim programlarının hem beceri hem de performans eksikliği olan zihinsel yetersizlik gösteren bireylere sosyal beceri kazandırmada etkili olduğu görülmüştür.
Akran-Aracılı Uygulamalar
Akranların; gelişimsel yetersizliği olan çocukların eğitim sürecine çeşitli şekillerde dahil edilmeleri sürecine akran aracılı uygulamalar adı verilmektedir. Bandura (1977)’nın sosyal öğrenme teorisine dayanan akran aracılı uygulamalar sosyal becerilerin kazandırılmasında kullanıldığında; sosyal açıdan yeterli olan akran; yetersizliği olan çocuğun uygun sosyal davranışlarını pekiştirmekte ve ona model olmaktadır. Sosyal becerilerin kazanılması ile ilişkili olarak yetişkin aracılığı ile uygulanan yöntemlerde kazandırılan becerilerin akranlara genellenmesindeki güçlükler dolayısı ile akran-aracılı yaklaşım ön plana geçmiştir. Akran aracılı yöntem ile gerçekleştirilen uygulamalar sonucunda; özel eğitime ihtiyacı olan çocukların sosyal etkileşim, oyun, sosyal beceri, sosyal katılım, dil, sosyal yeterlik alanlarında olumlu sosyal gelişmeler görülmektedir.
Akran aracılı öğretimin tercih edilmesinin ve etkili olmasının bazı sebepleri vardır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:
- Akranlar olumlu sosyal etkileşim için doğal ayırt edici uyaranlardır.
- Akranlar; oyun ve boş zaman etkinliklerinin öğretiminde yetişkinlerden daha etkilidirler.
- Akranlar, sosyal çevrenin doğal bir parçası olduklarından (öğretmen her zaman çocuğun sosyal çevresinde değildir) öğrenilen becerinin genelleme ve kalıcılığı daha fazladır.
Bilişsel Süreç Yaklaşımları
Problem çözme yaklaşımı olarak da adlandırılan bu yaklaşımda sosyal durumlar ile ilgili problem çözme becerisi öğretilmeye çalışılmaktadır ve bireye tek bir sosyal beceri değil, farklı sosyal durumlar ile karşılaştığında baş edeceği sosyal problem çözme becerileri kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu yaklaşım zihinsel özürlü bireyin olayları analiz etme ve sıraya koyma, ayırt etme becerisinin gelişmesini sağlamaktadır.
Bilişsel süreç yaklaşımına dayalı sosyal beceri öğretim programlarında öykülerden, doğrudan öğretim, model olma, rol oynama ve prova etme tekniklerinden de faydalanılmaktadır.
Serbest Oyun Genellemesi
Serbest oyun genellemesi; işlemin bir parçası olmamasına rağmen; pek çok uygulamanın unsurudur. Serbest oyun genelleme süresince her sosyal beceri öğretim oturumundan sonra, çocuğa seçtiği oyuncaklarla, istediği gibi oynamasına izin verilir. Böylece çocuğa öğrendiği sosyal beceriler için alıştırma yapma fırsatı verilir.
Model Olma
Sosyal öğrenme kuramı temelindeki yöntemler diğerlerinin davranışlarının gözlenmesine dayalıdır. Uygun sosyal davranışların model alınması ile sosyal yetersizliği olan çocukların sosyal işlevleri hızlanmaktadır.
Model olmada hedef öğrencinin beceriyi yapan ve pekiştireç elde eden modeli gözlemesi, daha sonra aynı beceriyi taklit eden öğrencinin pekiştirilmesi süreci söz konusudur. Araştırmalara göre; model olmanın etkililiğini öğrenci özellikleri, modelin özellikleri ve dış etkenler etkiler. Sosyal beceri öğretiminde model olmayı kullanırken şu noktalara dikkat edilmelidir.
a. Öğretilecek sosyal beceriyi açık ve anlaşılır biçimde tanımlamak
b. Model beceriyi sergilerken öğrencinin gözlem yapacağı durumun gerçek, benzeşik ya da sembolik durumlardan hangisinin olacağına karar vermek
c. Becerinin sergilenmesinin ardından modelin pekiştirildiğinden emin olmak
d. Öğrenciye ipucu ve pekiştireç sunmak
e. Genellenebilirliği arttırmak için model ve ortamları değiştirmek
Model olmanın diğer yöntemler ile birlikte kullanıldığında daha etkili olduğu araştırmalarda ifade edilmiştir. Yöntem her düzeydeki öğrenciler için kolayca kullanılabilir, ayrıca birebir ve grup öğretimlerinde kullanılabilir.
Sosyal Öyküler
Braur ve Balius (1995)’e göre; öyküler duygusal ve akademik gelişim için oldukça önemlidir. Çocuklar sıklıkla öykülerin formlarındaki metafor veya yer değiştirmeler yolu ile duygularını açığa vururlar. Brooks (1984), hikaye anlatan ve dinleyen arasında etkileşim olduğu zaman; öykülendirmenin sosyo duygusal ve bilişsel gelişimi arttırdığını bildirmiştir.
Video Aracılığı ile Sunulan Uygulamalar
Sosyal beceri öğretimi için video teknolojisinden de yararlanılmaktadır. Video kayıt araçları; çoklu uyaran, tepki örneklerinin kullanımı ve genelleme için uygundur. Ayrıca sözel ve sözel olmayan davranışlar hakkında geribildirim için uygun ve kullanışlıdır. Sargent (1991), Elias ve Maher’in (1983) video-teyp ve filmlerin katkılarını şu şekilde açıklamıştır: a) televizyon motivasyonu, dikkati uyarır ve kolayca hatırlamayı sağlar, b) genel bilişsel stratejileri öğrenmeyi sağlayan tartışmalarla birleştirildiğinde televizyonun sinerjik öğrenme etkisi vardır.
İpucu Sunma
Wolery ve diğerleri (1988), ipucunu bireyin tepkide bulunmasından önce uygulamacı tarafından bireyin doğru tepkide bulunma olasılığını arttırmak için sunulan uygulamacı yardımı olarak tanımlamıştır. Zirpoli ve Melloy (1997); ipucunun belirli ortamda beklenilen hedef davranışın sergilenmesini kolaylaştırmada rehberlik ettiğini belirtmiştir.
Rol Oynama
Warren (2004); rol oynamayı; sözel öğretimden sonra, bireyin öğrendiği beceriyi sergilemesi olarak tanımlamıştır. Öğrenilen beceri gerçek ya da benzeşim ortamlarında sergilenebilir.
Rol oynamada; hareket, konuşma ve taklit gibi öğelerden faydalanılmaktadır. Bu teknikte hem uygun hem de uygun olmayan örnekler sergilenmelidir. Ayrıca olası örnekleri, verilen durumda hangi örneğin seçileceğini de içermelidir.
Fırsat Öğretimi
Fırsat öğretimi çocuk ve yetişkin arasındaki karşılıklı etkileşim üzerine odaklanmaktadır ve etkileşim çocuk tarafından başlatılmaktadır. Etkileşim süresince çocuğun programında yer alan beceri ve davranışları gerçekleştirmesi için fırsatlar yaratılır. Bu etkileşimde öğretmen; çocuğu izleme ve dinleme, çocuğun ilgilendiği nesne ya da olay hakkında konuşma, çocuğa tepki şansı verme için bekleme, destekleme, onaylama basamaklarını izler (Vuran, 2003).
Ekleyen:
Neslihan TÜRKER