MAKALELER

EMDR NEDİR?

EMDR- Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme- savaş stresi, taciz, doğal afetler veya çocukluk döneminde yaşanan üzücü olaylar gibi rahatsız edici yaşam deneyimlerinin neden olduğu duygusal sorunların yanı sıra, fobi, performans kaygısı, panik bozukluk, beden algısının bozukluğu, çocuklarda travma belirtileri, yas, kronik ağrı ve başka sorunların tedavisinde kullanılan psikolojik bir yöntemdir. EMDR, psikodinamik, bilişsel, davranışsal ve danışan merkezli yaklaşımlar gibi çok iyi bilinen farklı yaklaşımların öğelerini bir araya getiren bir yöntemdir (Shapiro, 2001).

EMDR, patolojinin, uygun olmayan bir şekilde yerleşmiş algılamalardan ortaya çıktığını var sayan bilgi işleme modeline dayanan, sekiz aşamalı bir yaklaşımdır. EMDR tedavisi, rahatsız edici olaylara ulaşılmasını, işlenmesini hızlandırmak ve öğrenme sürecini iyileştirmek için, hafızanın algısal öğelerine (duygusal, bilişsel ve bedensel) odaklanmaktadır.

Özetle belirtmek gerekirse, EMDR süreci: 1) daha önceki dönemlere ait anıların çözülmesini sağlamak (örneğin iç görünün ortaya çıkarılması, bilişsel yeniden düzenleme, uygun (adaptive) duygulanım ve fiziksel tepkiler), 2) ikinci derece koşullanmanın sonucu olarak, mevcut stres faktörünü tetikleyen uyaranın duyarsızlaştırılması ve 3) gelecekte daha iyi işlev gösterilebilmesi için uygun tutumların, becerilerin ve arzu edilen davranışların yerleştirilmesi sürecidir.

EMDR’nin İşleyişi

EMDR’nin yaşantıların yeniden işlenmesini nasıl iyileştirdiğiyle ilgili olası mekanizmalar hakkında devam eden araştırmalar bulunmaktadır. Araştırmacıların hem fikir oldukları konu şu: şimdiki zamanda meydana gelenler, geçmiş yaşantılar sonucu ortaya çıkan ve danışan için halen bir üzüntü kaynağı olan olumsuz düşünceleri, duyguları ve fiziksel duyumları tekrar uyarabilmektedir. Görünen o ki, EMDR bu olaylar arasındaki ilişkiyi değiştirerek, hem geçmiş hem de şimdiki zamanda yaşanan olaylarla ilgili, mevcut olarak yaşanan stresi büyük ölçüde azaltmaktadır.

EMDR’nin, (i) hafızaya ilişkin unsurların birleştirilmesi, (ii) düşünceli olma, yoğunluk, dalgınlık, (iii) serbest çağrışım, (iv) travmatik canlandırmaya hızlı erişimi ve yeniden işlenerek serbest kalmasını sağlamasına ve (v) göz hareketleri ve diğer uyaranlar gibi bilişsel ve duygusal materyalin hızlı bir şekilde işlenmesini nasıl harekete geçirdiğine dair çeşitli hipotezler öne sürülmüştür.

Göz hareketlerinin mekanizmasına ilişkin, ortak olarak öne sürülen varsayım, adaptif tepkiyi ortaya çıkaran şeyin, iki yönlü uyarım olduğudur (MacCulloch ve Feldman, 1996). Bu uyumlu tepkinin, nörobiyolojik mekanizmaları teşvik ettiği ve böylece epizodik anıların harekete geçmesini ve bunların kortikal semantik hafızaya entegre olmasını hızlandırabileceği öne sürülmektedir (Stickgold, 2002). Bazı çalışmalar ise (Andrade v.d., 1997; van den Hout v.d., 2001), göz hareketlerinin veya diğer uyarımların, hedef anıya ilişkin algılamalar üzerinde bir etki yarattığı, resmin canlılığını ve bununla ilişkili duyguların şiddetini azalttığı yönündedir. Ancak EMDR sırasında göz hareketlerinin aktif rolünü desteklemeyen bazı araştırmalar da bulunmaktadır. Bu çalışmaların çoğu, yeterli gruplar arası ayrımın yapılmasına izin vermeyecek derecede küçük örneklem gruplarına sahiptir ve aynı zamanda çok kısa süreli müdahalelere ve klinik olmayan popülasyona dayandırılarak gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla EMDR’de göz hareketlerinin rolünün daha iyi anlaşılabilmesi için daha fazla araştırmaya gerek duyulmaktadır.

EMDR süresince, terapist müdahalenin odak noktası olacak spesifik problemi belirlemek için danışanla birlikte çalışır. Terapist, yapılandırılmış prosedüre dayanarak, danışanın kendisini rahatsız eden durumu veya olayı tanımlamasına rehberlik eder ve üzücü olan önemli kısımlarını seçmesine yardımcı olur. Danışan göz hareketlerini takip ederken aynı zamanda hedef anının veya diğer anıların çeşitli kısımlarını deneyimler. Terapist, danışanın kendi başına doğru bir şekilde işleyip işlemediğinden emin olmak için, düzenli aralıklarla göz hareketlerini durdurur. Terapist bu süreçte danışana yardımcı olur ve ne yönde müdahale edileceği hakkında kararlar verir. Buradaki amaç, danışanın olumsuz deneyimle ilgili bilgiyi hızlı bir şekilde işlemesi ve uygun bir çözülmeyi sağlamaktır. Shapiro’nun deyimiyle bu belirtilerin azalması, danışanın negatif inancının yeni bir pozitif inanç ile yer değiştirmesi ve daha optimal seviyede işlevsellik göstermesi anlamına gelmektedir. EMDR tedavisi tek bir travma söz konusu olduğunda 1 ila 4 seans arasında, daha zor problemler söz konusu olduğunda ise 1 sene veya daha uzun sürebilmektedir .

Çocuk ve Ergenlerde EMDR

EMDR diğer birçok terapi modeline görece yeni bir yöntemdir. Çocuk ve ergen terapilerinde çeşitli versiyonları ile kullanımı ise çok daha yenidir. Bu kadar yeni bir teknik olmasına rağmen, yapılan araştırmaların sonuçlarına bakıldığında oldukça olumlu değişimler sağladığı gözlemlenmektedir. EMDR, çocuk ve ergenler ile çalışan terapistler için yeni bir kapı açmıştır. Bu tekniğin çeşitli versiyonlarını geliştirerek uygulamalarına fırsat yaratmış, dolayısıyla terapide kullanılan araçların zenginliği açısından olumlu katkı sağlamıştır.

EMDR’ın kullanıldığı çocuk ve ergen terapilerinde aslında gerekli olan destek ve materyaller diğer terapi modelleri ile benzerlik göstermektedir. Her terapi modelinde olduğu gibi EMDR’da da ailenin işbirliğine ve tedaviye destek vermelerine oldukça fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, tedaviye kendi arzusu ile başvurmamış olan çocuğa veya ergene motivasyon sağlamayabilmek tüm terapilerde olduğu gibi EMDR’da da önemlidir. Terapi ile ilgili çok fazla bilgisi, ilgisi, sözel becerisi ve gerekli dikkati olmayan çocuk veya ergeni motive etmek terapi kazanımlarının kalitesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Çocuk ve ergenlerle EMDR uygulaması yapılırken standart protokol üzerinde çeşitli değişimler yapılabilir. Terapist ile çocuk veya ergen terapi hedefini belirlerken olayın sebebi üzerinde daha fazla duralabilir, bu çocuğun veya ergenin terapiye olan motivasyonunu arttırma açısından önemli bir faktördür. Ayrıca, terapi hedefinin basamaklar şeklinde küçük küçük hedeflere bölünmesi daha çok motivasyon sağlamaktadır. Çocuk ve ergenlerle çalışırken daha açık ve net olmak, hayal gücünü kullanma oldaklı çalışmak, kognisyonlar, duygular ya da vücuttaki hisler üzerinde çok fazla odaklanmamak, sözel artikülasyona takılmamak tercih edilir. Protokolün bazı basamakları çocuk veya ergenin ihtiyaçlarına göre uzatılabilir ya da kısaltılabilir, hatta bazen tümüyle çıkartılabilir. Çoğunlukla, çocuk ve ergenlerin EMDR süreci yetişkinlerinkine oranla biraz daha hızlı olmaktadır.

Çocuklardaki Fobik Tepkiler ve EMDR
Özgül fobi, net olarak görülebilen belirli nesne veya mekanlardan, belirgin (göze çarpan şekilde) ve sürekli olarak korkmadır. Fobilerin genellikle tüm nüfusta görülmediği, bazı insanlara özgü olduğu kabul edilir. Bu çalışmada EMDR, yaşları 6 ile 17 arasında değişen, spesifik fobinin kaynağıyla doğrudan ve hoş olmayan bir tecrübesi olan toplam 15 çocuğa uygulanmıştır. 1-4 arasında seans yapılmıştır. Çalışmaların sonucu çocukların korkularının kaynağını ifade edebildiklerini, “kötü resim” ile ilgili düşünebildiklerini, duygu ve vücut hislerini tanımlayabildiklerini göstermektedir. Tüm çocuklar EMDR prosedürünü sonuna kadar tamamlayabilmiştir. Çalışmanın sonuçları ve daha sonra yapılan takip çalışmaları, çocukların korkularının üstesinden gelebildiklerini ve bu korkularla baş edebilmek için yeni beceriler öğrendiklerini göstermiştir.

Çocuklarda Dolaylı Korkular ve EMDR EMDR, travmatik olaylar sonrasında çocuklarla çalışırken sıklıkla kullanılan bir metot olmasına rağmen, fobik çocuklarla çalışırken oldukça az kullanılmaktadır. Bu çalışma 7 ile 13 yaşları arasında, dolaylı korkuları olan 23 çocuk ile yürütülmüştür. Çocukların yaşadığı korkular arasında hırsız, evin karanlık yerlerine yalnız başına gitme, köpek tarafından ısırılma korkuları yer almaktadır. Çalışmaya katılan çocukların bir kısmının tedavisi sırasında yalnız EMDR kullanılırken, bazılarında EMDR’a ek olarak sanat terapisi ve kognitif davranışçı terapi de terapi sürecine dahil edilmiştir. Bu çalışma, EMDR’in çocukların gerçek yaşantılara dayanmaya korkuları ile çalışılırken de kullanılabileceğini göstermektedir. Bütün çocuklar, korkularını sembolize eden resimleri ile güvenli yerlerini adlandırabilmiş, birçoğu korkuları ile ilgili olan olumsuz bilişlerini bulabilmiş, duygularını ve bedensel duyumlarını tanımlayabilmişlerdir. Yaşları daha küçük olan çocuklar SUDS puanlarını resim ölçeğinden yararlanarak belirlemişlerdir. Bütün çocuklar, korkuları ile ilgili olası durumları gözlerinde canlandırabilmiş ve bu olaylara bağlı olan duygu ve bedensel duyumları hissedebilmişlerdir. Yine bütün çocuklar, terapi sürecinde kendilerine korkuları ile başa çıkmada yardımcı olacak kendilerine özgü bir sonuca ulaşabilmişlerdir. Çalışmadan sonra yapılan takipte terapiden kazanımların korunduğu görülmüştür.

KAYNAKLAR:
1. Shapiro, F., Eye Movement Desensitization and Reprocessing: Basic Principles, Protocols and Procedures, 2nd Edition, Guilford Press,Newyork, 2001.
2. EMDR Treatment and Training Manual Level 1, EMDR Institute.Inc,2002 (türkçesi, yayımlanmamış metin,DBE)
3. EMDR Treatment and Training Manual Level 2, EMDR Institute.Inc,2002 (türkçesi, yayımlanmamış metin,DBE)
4. Facilitator Guıdelines, Policies and Training Handbook, EMDR Institute.Inc,2002 (türkçesi, yayımlanmamış metin,DBE)
5. EMDR as an Integrative Psychotherapy Approach, Edited by Shapiro F., American Psychological Association, Washington,DC , 2002.
6. Extending EMDR, Edited by Manfield P., A Norton Professional Book, Newyork, 1998
7. Professional Brosure; EMDRIA (EMDR International Association) Press, 2005
8. Grand, D. Işık Hızında Duygusal İyileşme – EMDR, Kuraldışı Yayıncılık, İstanbul, 2005
9. Konuk, E., Yüksek H., Eke, İ., Travmaya Müdahale Eğitim Notları, Yayımlanmamış Metin
10. Meichenbaum D., A Clinical Handbook/Practıcal Therapist Manual for Assessing and Treating Adults with Post-Traumatic Stress Disorder, Institute Press, 1994



Ekleyen:

Atila TUNÇEL