makaleler
MAKALELER
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ EĞİTİMİ
"Çocuklara yatırım yapmak için, onların birer yetişkin olmasını bekleme lüksümüz olmadığı gibi, onlar okula başlayana dek, bekleme lüksümüz de yok. Çünkü o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir."
James Hackman
Erken eğitim, 0-6 yaş (0-72 ay) çocukların ev ve kurum ortamlarında bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini desteklemek amacıyla yapılan eğitime denir. Erken eğitim, 0-3 (0-36 ay) takvim yaşına sahip çocuklar için erken çocukluk eğitimi dönemi; 3-6 (37-72 ay) takvim yaşına sahip çocuklar için ise okulöncesi eğitimi dönemi olarak iki aşamaya ayrılmaktadır.
Bir insanın tüm yaşamı göz önüne alındığında bazı yaşam dilimlerinin, psikolojik ve fizyolojik gelişmeler açısından daha kritik dönemler olduğu bilinmektedir. Bu dönemlerden biri “Erken Çocukluk Dönemi”dir. 0-6 yaşlar arasını kapsayan erken çocukluk yılları; kişiliğin oluşumu ve şekillenmesi, temel bilgi ve beceri ve alışkanlıkların kazanılması ve geliştirilmesinde ileri yıllara olan etkisi nedeniyle, yaşamın en kritik dönemlerinden biridir. Bu dönemlerde çocukların gelişimleri çok hızlıdır ve çocuklar bir çok beceriyi öğrenmeye hazırdırlar. Çocuklar bu dönemde anne-babalarından, erken eğitim kurumlarından, arkadaşlarından ve çevrelerinden birçok beceri öğrenerek eğitimin daha sonraki basamakları için gerekli alt yapıyı oluştururlar. Karşılaştırmalı araştırmalar, erken eğitim alan çocukların çoğunun, okula başladıklarında, erken eğitim almayan benzer özellikteki çocuklara kıyasla pek çok beceriyi daha iyi edinmiş olduklarını göstermektedir. Çocuğa erken yaşlarda sağlanacak deneyimlerle elde edilecek temel bilgi, beceri ve alışkanlıklar, çocuğun daha sonraki öğrenim yaşamının yanı sıra sosyal ve duygusal yaşamını da biçimlendirecek güçtedir. Bu açıdan erken çocukluk eğitimi çocuğun ilerideki yaşamını etkileyecek önemli bir süreçtir.
Erken çocukluk eğitiminin en önemli toplumsal kazanımlarından birisi de, çocukluk yaşantılarındaki farklılıklardan kaynaklanan dezavantajları giderebilmektir. Yetersiz bakım, sağlıksız çevre koşulları ve ekonomik güçlükler pek çok çocuk için risk teşkil etmektedir. Erken çocukluk gelişim ve eğitimine yapılan yatırımlar yoksulluk, sosyal eşitsizlik ve cinsiyete bağlı ayırımlar yüzünden dezavantajlı sayılan çocuklara iyi bir başlangıç şansı vererek bu eşitsizliğin giderilmesine yardımcı olabilmektedir.
Erken çocukluk eğitimi ile çocuğun kültürel değerleri özümsemesine yardımcı olunmaktadır. Sosyal ve ahlaki değerler erken çocukluk dönemlerinde yerleşmeye başlamaktadır. Tüketim, rekabet, şiddet ve bencilliğin yoğunlaştığı günümüzde hoşgörü, saygı, fedakârlık, yardımlaşma gibi temel değerlerin erken çocukluk döneminde yerleşmesine önem verilmelidir. Çocuklar bizim geleceğimiz ise, değişiklikleri ve aynı zamanda devamlılığı sürdürerek, gelişmeyi sağlayacak olan da çocuklarımızdır. Onlara erken yaşlardan itibaren gelişimlerini en verimli şekilde gerçekleştirebilecekleri ortamları sağlamak da biz yetişkinlerin sorumluluğudur.
Erken Çocuklukta Özel Eğitim
Erken çocukluk özel eğitimi, doğumdan 6 yaşına kadar olan, engelli ve gelişimsel olarak risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik sunulan sistematik hizmetler bütünüdür.
Erken müdahale, öğretme ve öğrenme deneyimleri sağlayarak çocuğun yeterliliklerinin arttırılması, sağaltım hizmetleri sunarak var olan problemin iyileştirilmesi, yetersizliklerin önlenmesi ve gerekirse eğitim araç-gereç desteklerinin sağlanmasını içerir. Erken müdahale, var olan hasarı ortadan kaldırmayı değil, mevcut işlevlerin kullanılabilmesini ve daha fazla kaybın ortaya çıkmasını önlemeyi amaçlar (Kırk, Gallagher ve Anastasiow, 2000).
Yaşamın ilk yıllarındaki öğrenme yaşantıları, normal çocuklar için önemli olduğu kadar gelişim yetersizlikleri gösteren çocuklar için de çok önemlidir. Gelişim yetersizlikleri gösteren çocukların var olan potansiyellerini ortaya çıkarabilmeleri için eğitimlerinin olabildiğince erken başlaması gerektiği, 20. yüzyılın son çeyreğine kadar dünyada ve Türkiye’de pek bilinmiyordu. Gelişim yetersizlikleri gösteren çocukların çoğu, okula başlayıncaya değin konunun uzmanlarınca sağlanan sistematik bir eğitim almıyorlardı. Erken eğitimin gelişim yetersizlikleri gösteren çocuklarda ne kadar etkili olacağının farkında olunmaması nedeniyle çoğu aileye, çocuklarının bakımını sağlamaları ve eğitimleriyle ilgili düşüncelerini tuvalet eğitimi ve beslenme becerileriyle sınırlamaları öneriliyordu. Oysa sistematik bir öğretimle, gelişim yetersizlikleri gösteren çocuklar da normal çocukların öğrendiği becerilerin önemli bir bölümünü öğrenebilmektedirler.
Erken dönemde eğitimin özel gereksinimli olan çocuklara etkileri ile ilgili araştırmalar incelendiğinde; erken çocukluk eğitimine katılan çocukların katılmayanlara göre gelişimlerinin hızlandığı, bilişsel, sosyal ve dil becerilerinde artış olduğu, hatta fiziksel gelişimlerinin bile farklılaştığı görülmektedir. Böylece yaşamın ilk yıllarında verilen programlı ve sistematik bir destekle çocukların tüm kapasiteleri ortaya çıkarılabilmekte ve temel eğitim için alt yapı hazırlanmış olmaktadır.
Özel Eğitim İhtiyacı Nasıl Belirlenir?
Özel eğitim ihtiyacı, tıbbi tanılama ve değerlendirme, gelişimsel ve eğitsel değerlendirmeler yapılarak belirlenir. Üniversitelerin Çocuk Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları, Çocuk Psikiyatrisi, Çocuk Nörolojisi, Gelişimsel Pediatri vb. bölüm ve kliniklerinde uzman hekimler, psikologlar, gelişim uzmanları ile yine üniversitelerin ilgili özel eğitim bölümleri ile alanda eğitim, uygulama ve çalışma yapan uzman kişi ve kurumlar tarafından gelişimsel ve eğitsel değerlendirmeleri yapılarak özel eğitim ihtiyacına karar verilir.
Erken Çocuklukta Eğitsel Tanılama ve Değerlendirmenin Temel Amaçlar
- Çocuğun varolan gelişim düzeyini belirleyerek, gelişimsel farklılıklarını saptamak,
- Gelişimsel risk taşıyan çocukları tespit etmek,
- Çocukların özel gereksinimlerini ortaya koymak,
- Farklı gelişim gösteren veya gelişimsel risk altındaki çocuklar için uygun eğitim programları planlamak ve uygulamaktır.
Aileler Bu Durumda Neler Yapmalılar?
Çocuğun dil, hareket, zihin, sosyal ve duygusal gelişimlerinde yaşıtlarına göre yolunda olmayan bir durum gözlendiğinde, hiç vakit kaybetmeden üniversitelerin ilgili bölümlerine, uzmanlara, kurumlara müracaat etmeliler.
Erken Çocukluk Dönemine Yönelik Özel Eğitim Hizmetlerinin Hedefleri
1. Gelişim yetersizliği olan çocuğun tüm ailesini desteklemek: Bebeklik ve ilk çocukluk dönemlerinde, çocukların bakım ve eğitimleri, büyük ölçüde ailede gerçekleşmektedir. Ayrıca, özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak, ailelerin büyük çoğunluğunda, pek çok duygusal (örneğin stres, mutsuzluk, vb.) ve toplumsal (örneğin toplumdan soyutlanma, vb.) sorunlara yol açabilmektedir. Yaygın kanının aksine, ailenin yaşadığı sorunlar, çocuğun engelinin derecesiyle doğru orantılı değildir. Bazı durumlarda, tanılanmasındaki zorluklar nedeniyle, hafif derecede bir engellilik durumu, ailede, ileri derecede bir engellilik durumundan daha fazla strese yol açabilmektedir.
Aileler, çocuklarında bir engel ya da risk olduğunu öğrendikleri zaman ne yapacaklarını bilememekte, çocuğun tanısı ile ilgili yoğun belirsizlik duyguları yaşamaktadırlar. Ayrıca çocuğun engelli olduğu tanısı ya da şüphesi ile karşılaştıklarında şok, üzüntü, suçluluk ve inkâr gibi birçok duyguyu yaşamakta, bir yandan da çocuğun gereksinimlerini karşılamaya ve bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır.
Hazırladığımız erken eğitim programları ile ailelerimizi bu dönemde destekleyerek, çocuklarının özellikleri, temel gereksinimleri, nasıl bir tutum sergileyebilecekleri ve iletişim kurma yolları hakkında onları bilgilendirmekteyiz. Böylece aileler, çocuğun gelişiminde ne kadar önemli bir rol oynadıklarını fark edebilmekte, çocuklarının her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilmeyi öğrenmektedirler.
2. Çocuğun tüm gelişim alanlarındaki gelişimini desteklemek: Engelli çocuklar genelde, akranlarının gelişim sürecinde doğal yollardan öğrendikleri becerilerin önemli bir bölümünü destek eğitimle kazanabilirler. Bu nedenle; engelli çocukların eğitiminde bilişsel, dil, psiko-sosyal ve motor gelişim alanlarının tümünü destekleyici etkinliklere yer verilmelidir. Kurum olarak öğrencilerimizin tüm gelişim alanlarını desteklemenin yanı sıra, kazandıkları becerileri farklı ortam ve durumlara transfer edebilmeleri içinde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
3. Çocuğun çevreyle olan etkileşimlerini kolaylaştırmak: Engelli çocukların büyük bir bölümü, çevreleriyle etkileşimde bulunma (iletişimi başlatma, arkadaşlık kurma, oyun oynama vb.) konusunda sorunlar yaşarlar. Dolayısıyla sosyal içerikli becerileri öğrencilerimize kazandırarak toplumsal yeterliliklerini geliştirmek, erken çocukluk döneminde hedeflediğimiz en önemli amaçlar arasındadır.
4. Çocuğun Bir Parçası Yapmak: Engelli çocuğun akranları için söz konusu olan tüm yaşantıları deneyimlemesine mümkün olduğunca olanak sağlanmalıdır. Çocukların gelişimindeki farklılık, onun parkta oyun oynamasını, aile bireyleriyle birlikte sinemaya, alışverişe vb. gitmesini, doğum günü kutlamasını engellememelidir. Dolayısıyla amacımız, farklılığı ne olursa olsun, öğrencilerimizi toplumun bir parçası olarak yaşamını sürdürebilecek bilgi ve becerilerle donatarak, bağımsızlaşabilmelerini sağlamaktır.
Sizlere erken çocukluk eğitiminin, normal gelişim gösteren çocuklar ve gelişimsel risk altındaki çocuklar için ne kadar önemli olduğunu ifade etmeye çalıştım. Tekrar buluşmak dileğiyle, sağlıcakla kalınız…
KAYNAK: ÇEVİK, Güngör, Erken Çocukluk Dönemi ve Aile Eğitimi Ders Notları, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Bölümü, Zihinsel Engelliler Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programı, 2006.
Ekleyen:
GÜNGÖR ÇEVİK